Investing.com - 23 Haziran'da gerçekleşecek referandumda İngiltere'nin AB üyeliği ile ilgili belirsizlik, finans piyasalarında volatiliteye sebep olmakta. Uzmanlar, İngiltere'nin AB'den ayrılması halinde bu durumun ABD'ye kadar etki edeceğini belirtiyor.
Mevcut durum
Finans piyasalarındaki en büyük sorun, oylamanın kendisi ile ilgili belirsizlik.
Küresel piyasa volatilitesi, yaklaşan referandum ile birlikte yayınlanan anketlerin etkisiyle yükseliyor.
Anketler, bölgede kalmaktan yana olanların oranının yükseldiğini gösterdi. Bu oranın artışında, milletvekili ve AB üyeliği destekçisi Jo Cox'un, Thomas Mair tarafından öldürülmesinin etkili olduğu düşünülüyor.
Pazartesi günü yayınlanan anketler, İngiltere'de bölgede 'kalmak' isteyenlerin oranının yüksek olduğunu gösterdi.
Daily Telegraph gazetesi için anket yapan ORB, 53%'lük kesimin kalmak, 46%'lık kesimin ise bölgeden ayrılmak istediğini belirtti.
YouGov tarafından yapılan ankete göre bölgeden ayrılmak isteyenlerin oranı 44%, kalmak isteyenlerin 42%.
Betfair ise "Kalma" ihtimalinin geçtiğimiz Cuma 60-67%'den 78%'e yükseldiğini belirtti.
Perşembe günü gerçekleşecek referandum ile ilgili belirsizlikle birlikte Londra'da yatırımcılar ile brokerlar, bu kadar yüksek işlem hacmini taşımanın zor olabileceği ile ilgili uyarıda bulundular.
Referandum sabah saat 9'da başlayacak, gece 12'de sona erecek.
Politikacılar, Brexit'in küresel seviyedeki tehlikesine dikkat çekti
İngiltere'nin kararı kendi AB üyeliğini etkileyecek olsa da bu durumun aynı zamanda küresel piyasalarda da büyük etkisi olacak.
ABD Başkanı Barack Obama, Nisan ayında İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden ayrılması halinde ABD ile yeni ticaret anlaşmasında "sıranın en arkasına" gidebileceğini belirtmişti.
ABD, 2015'te tek başına 588 milyar dolar ile İngiltere'ye en büyük yatırımı yapan ülke.
IMF Başkanı Christine Lagarde ile Ekonomik İşbirliği ve Geliştirme Kurumu Genel Sekreteri Angle Gurria, Brexit'in küresel ekonomi üzerindeki riskleri ile ilgili yorumlarda bulundu.
Gurria, "Bu İngiltere için, Avrupa için ve ABD dahil olmak üzere dünya için kötü olur. Dünyada şu anda yeteri kadar belirsizlik var" dedi.
Fed Başkanı Janet Yellen bile referandumun ABD merkez bankasının faiz oranı kararını etkileyecek bir faktör olduğunu belirtti.
Yellen, 15 Haziran'da gerçekleştirdiği basın toplantısında İngiltere'nin AB'den ayrılması durumunda küresel finans piyasalarında ekonomik ve mali sonuçlar ortaya çıkacağını belirtmişti.
Yellen, "Bu durum gerçekleşirse, ABD'nin ekonomik tahminleri ile ilgili sonuçları olacak ve bu da politika yolumuz ile ilgili kararlarda etkili olacak" dedi.
ABD şirketleri ile ilgili kaygılar
ABD şirketlerinin geneli, İngiltere'nin AB'de kalmasını destekliyor.
Ford'un İngiltere bölümü, İngiltere'nin AB üyeliği ile ilgili önemini anlatan bir mektubu çalışanlarına gönderirken ABD bankalarından J.P. Morgan Goldman Sachs (NYSE:GS), Citigroup (NYSE:C) ve Morgan Stanley (NYSE:MS), bölgede kalma kampanyasını desteklemek için yüzbinlerce dolar harcadıklarını belirtti.
KBW, Brexit'in gerçekleşmesi halinde ABD bankalarının kârının 2017'de azalacağını belirtti.
Analistler, bu durumda Morgan Stanley'in hisse başına kârının 9%, Goldman Sachs'ın 8%, J.P. Morgan'ın 7% Bank of America'nın 6%, Citigroup'un ise 5% oranında azalacağını öngörüyor.
Fakat bazı uzmanlar, Brexit'in ABD üzerinde az bir etkisi olacağını belirtiyor. FactSet tahminlerine göre S&P 500 firmalarının İngiltere'de sadece 2,9% oranında satış riski bulunuyor.
En büyük risk 6,4% ile enerji sektöründeyken Bilişim Teknolojileri ile malzemelerdeki satış riski 4,0% ve 3,7%.
Ayrılma yönünde gelecek bir oyun, ABD'nin Avrupa ile ticaret anlaşmasını etkilemesi bekleniyor.
Uzmanlar, "Avrupa, S&P 500'ün satışlarının 9%'luk kısmını oluşturuyor. Brexit'in gerçekleşmesi durumu, bu satışları mutlaka etkileyecektir" dedi.
Analistler, Brexit'in gerçekleşmesi halinde sterlinde 12% oranında bir düşüş olabileceğini belirtiyor.
ABD şirketlerinin İngiltere'ye yaptıkları toplam ihracat 2015'te 56,1 milyar dolar olarak belirlendi.
Euromonitor International'daki analistler, Brexit'in ABD'nin GSYİH'sini 2017%'de 0,5% düşüreceğini öngörüyor.
Bu göreceli olarak düşük bir miktar olsa da ABD ekonomisinin 2%'nin üzerinde büyüme sağlamakta zorlanacağı kaygılarını gündeme getiriyor.